| 22.12.2025 09:44 |
(Üye)
|
Soru : Tapı işlemleri ile alaklaı bir sormuz var
Kesinleşmiş bir vasiyetnamenin tenfizi davası sonucunda, mahkeme kararıyla bir taşınmazın doğrudan hak sahibi adına tapuda tescili söz konusu. Tapu aşamasında herhangi bir sözleşme, rıza beyanı veya taraf iradesi alınmaksızın, kesinleşmiş mahkeme kararının sicile işlenmesi işlemi yapılacak.
Tapu idaresi bu işlem için, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (4) sayılı Tarife’nin I/3-b bendini dayanak göstermekte ve söz konusu bentte yer alan;
“Taşınmaz malların ve sınırlı ayni hakların, intikalinde alınmamak kaydıyla, bağışlanmasından rücularda ve vasiyetlerin infazında veya piyango ve ikramiye suretiyle iktisabında kayıtlı değer üzerinden…”
ifadesine dayanarak nispi tapu harcı tahakkuk ettirmektedir.
Ancak somut olayda, tapu idaresinin kurucu nitelikte bir devir veya infaz işlemi tesis etmeyip, yalnızca mahkemece kurulmuş mülkiyet hakkını sicile yansıtması söz konusudur.
Bu çerçevede; tapu idaresinin yaptığı bu tescil işleminin, harç hukuku bakımından I/3-b kapsamında “vasiyetin infazı” olarak mı, yoksa mahkeme kararıyla tesis edilen hakkın sicile yansıtılmasına yönelik bir sicil/kayıt işlemi olarak mı değerlendirilmesi gerekir ?
Cevap : Verdiğiniz bilgiye göre "mahkeme kararıyla tesis edilen hakkın sicile yansıtılmasına yönelik bir sicil/kayıt işlemi olarak " değerleneceği görüşündeyiz. Bu bir yorumdur Resmi görüş için Özelge alınız.
|