Danışmanlık Birimi

Tarih Gönderen
 20.08.2008 14:17 (Üye) Soru : Cevap alamadığım sorumu tekrar ediyorum. Bireysel Emeklilik şirketleri 10 yıl süre ile katkı payı ödemeden sistemden ayrılanlardan %15 tevkifat yapmaktadırlar. 1.Bu tevkifat MSİ olarak değerlendirilmektadir. Gelir Vergisi Kanunuda MSİ ise Sahibinin ticari,Zirai,veya mesleki faaliyetleri dışnda nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden uluşan sermaye dolayısıyla elde edilen kar payı,faiz,kira ve benzeri iratlar olarak tarif edilmektedir. 2.Bireysel emeklilik şirketlerinin dahili tevkifat olarak katkı payı üzerinden kesinti yapmaları yukarıda tarifini yaptığımız MSİ olarak değerlendirilmemesi gerektiği düşüncesindeyim.(Bir gelir elde etmediğim halde Gelir vergisi kesintisi yapılıyor.) Ayrıca Bankaların Vadeli mevduatın bozulması nedeni ile yatırılan sermaye üzerinden bir kesinti yapmamaları da bu değerlendirmenin bir sonucu olduğu düşüncesindeyim. Bakanlar Kurulu kararnamesi ile bu kesintinin yapılmasının kanunun ruhunada uymadığı düşüncesindeyim. Bu konuda Vergi mahkemesine dava açmak düşüncesindeyim.Görüşlerinizi merak ediyorum. Saygılarımla

Cevap : Sayın Ulusoy, Sorunuzda da bahsettiğiniz gibi Bireysel emeklilik sisteminden elde edilen kazançlar MSİ olarak vergilendirilmektedir. Bizler uygulamada bulunan mevzuatların açıklanması ve yorumunu yapmaktayız. Konuya ilişkin GV sirküleri ekte bilgilerinize sunulmuştur. Danışma Birimi MALİYE BAKANLIĞI Gelirler Genel Müdürlüğü Gelir Vergisi Sirküleri/3 Konusu :Bireysel emeklilik sistemi ve diğer şahıs sigortalarına ödenen katkı payı ve primlerin matrahın tespitinde indirimi ve elde edilen gelirlerin vergilendirilmesi Tarihi : 13/08/2003 Sayısı : GVK-3/2003-3/Bireysel Emeklilik Sistemi-1 İlgili olduğu maddeler : Gelir Vergisi Kanunu Madde 22, 40, 63, 75, 86, 89, 94 4697 Sayılı Kanun Geçici Madde 1 İlgili olduğu kazanç türleri : Ticari Kazanç, Ücret, Menkul Sermaye İradı ve Yıllık Beyanname Verilmesini Gerektiren Gelirler 1- Giriş Ülkemizde bireysel emeklilik sisteminin oluşturulmasına yönelik yasal düzenlemeden sonra, bireylerin sisteme katılmaları dolayısıyla ödeyecekleri katkı paylarının vergi matrahlarının tespitinde indirim konusu yapılması, katkı paylarının değerlendirileceği emeklilik fonlarının kazançlarının vergilenmesi ve nihayet bireylerin sistemden elde ettikleri gelirlerin vergilendirilmesine yönelik olarak, 28/06/2001 tarih ve 4697 sayılı Kanunla, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarında değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler bireysel emeklilik sisteminin yanı sıra şahıs sigortalarını da kapsamaktadır. Bireysel emeklilik sistemi ve şahıs sigortalarına ilişkin katkı payı ve primlerin vergi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması ve elde edilen gelirlerin vergilendirilmesine yönelik olarak Bakanlığımıza iletilmiş sorulara ilişkin açıklamalar bu sirkülerin konusunu oluşturmaktadır. 2- Elde Edilen Gelirlerin Vergilendirilmesi 2.1- Gelirin Niteliği Katılımcılardan toplanan katkı payı veya primlerin nemalandırılarak hak sahibine geri ödenmesi esasına dayalı bireysel emeklilik sistemi ve benzeri nitelikteki birikimli şahıs sigortaları kapsamında elde edilen gelirler, Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesinde menkul sermaye iradı olarak tanımlanmıştır. Katılımcıların sistemde kalma süreleri ve ayrılma biçimleri elde edilen gelirin niteliğini değiştirmemektedir. 2.2- Birikimsiz Sigorta Poliçeleri Dolayısıyla Elde Edilen Gelirler Belirli risklere karşı yapılan ve riskin gerçekleşmesi halinde hak sahibine belirli bir ödeme yapılmasını öngören birikimsiz sigorta poliçeleri kapsamında yapılan ödemeler gelir vergisinin konusuna girmemektedir. Dolayısıyla, bu nitelikteki gelirlerin Gelir Vergisi Kanununun 75 inci maddesi kapsamında menkul sermaye iradı olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. 2.3- Karma Poliçeler Dolayısıyla Elde Edilen Gelirler Ölüm, maluliyet ve benzer risklere karşı yapılan riziko teminatları ile birikimli teminatların aynı poliçede gösterilmesi durumunda, söz konusu poliçenin birikimli teminata isabet eden kısmı ile ilgili olarak yapılacak ödemeler menkul sermaye iradı olarak değerlendirilecektir. Birikimler dışında, sadece riskin gerçekleşmesi halinde yapılan ödemeler ise gelir vergisinin konusuna girmemektedir. Ölüm, maluliyet ve benzer risklerin gerçekleşmesi halinde risk teminatına ilaveten sigortalıya risk anındaki birikimlerinin değerinin ödenmesi veya birikim veya risk teminatından yüksek olanın ödenmesi esasına dayalı poliçelerde ödeme riskin gerçekleşmesine bağlı olarak yapılsa dahi, birikimli teminata isabet eden tutar menkul sermaye iradı olarak değerlendirilecektir. Örneğin; birikim veya risk teminatından yüksek olanın ödenmesi esasına dayalı bir poliçe kapsamında, riskin gerçekleştiği anda risk teminatının birikimden daha yüksek olması halinde, ödenecek tutarın birikime isabet eden kısmı menkul sermaye iradı olarak gelir vergisine tabi olacaktır. Risk teminatı ile birikim arasındaki tutar ise gelir vergisine tabi olmayacaktır. Ancak riskin gerçekleştiği anda birikim tutarının daha yüksek olması halinde ödenecek tutarın tamamı menkul sermaye iradı olarak değerlendirilecektir. 2.4- Elde Edilen Gelirlerde İstisna Uygulaması Gelir Vergisi Kanununun 22 nci maddesinde yapılan düzenleme ile elde edilen gelirlerin bir kısmı gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bu düzenlemeyle; -Bireysel emeklilik sisteminden emeklilik hakkı kazananlara yapılan ödemelerin % 25’i , -Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan diğer sigorta şirketlerinden on yıl süreyle prim ödeyenlere yapılan ödemelerin % 10’u, gelir vergisinden istisna edilmiştir. Bireysel emeklilik sistemi ile diğer şahıs sigortalarından vefat, maluliyet ve tasfiye gibi zorunlu nedenlerle ayrılanlara yapılan ödemelere de yukarıda belirtilen istisna uygulanacaktır. Ayrıca tek primli yıllık gelir sigortalarına ilişkin ödemelerin tamamı gelir vergisinden istisna edilmiştir. 2.5- Gelir Vergisi Tevkifat Uygulaması Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasının 15 numaralı bent hükmü uyarınca, emeklili
 
 
 

İSMMMO Hakkında

Geleceğe yönelik projeleriyle, üyelerinin gelişimini sağlayan; Şeffaflığı, denetimi, yeniliği savunan ve çevre sorunlarına duyarlı; Toplumumuzun aydınlatılmasına, akademik, mesleki kamuoyuyla güçlü işbirliği yaparak ekonomik kalkınmaya katkı sunan, lider kurum olmaktır.