Danışmanlık Birimi

Tarih Gönderen
 27.06.2011 15:48 (Üye) Soru : MERHABA, İRAN UYRUKLU ORTAKLARIN KURDUĞU YABANCI SERMAYELİ BİR A.Ş. ORTAKLARINA KAR PAYI VERDİĞİNDE %15 STOPAJ KESECEK MİDİR? YANİ KÂR PAYI TRANSFERİNDE STOPAJ SÖZ KONUSU MUDUR? İRAN İLE TÜRKİYE ARASINDA VERGİ ANLAŞMALARI OLUP OLMAMASI BU KAR PAYI DAĞITIMINDA STOPAJ OLAYINI NASIL ETKİLER? TEŞEKKÜR EDERİZ. SAYGILARIMIZLA,

Cevap : Sayın Karagöz, Sorunuzun yanıtı için İzmir vergi dairesi başkanlığının vermiş olduğu özelge aşağıda bilgilerinize sunulmuştur. Danışma Birimi Özelge Tarihi : 09.09.2009 Özelge Sayısı : 176300-ÖZ/553-7487 Yabancı ortağa yapılacak kar dağıtımında tevkifat uygulaması İlgide kayıtlı dilekçenizde, ........ Vergi Dairesi Müdürlüğünün ............ vergi numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz, ortaklarınızdan birisinin Almanya da yerleşik vergi mükellefi ............... Holding Gmbh olduğu, yıl sonunda yapılması planlanan kâr dağıtımında yabancı ortağınızın Türkiye de kâr payı üzerinden herhangi bir vergi ödemekle yükümlü olup olmadığı ve ödemesi durumunda ödediği bu vergiyi kendi ülkesinde indirim konusu yapıp yapamayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında ''(2) Dar mükellefiyet: Kanunun 1 inci maddesinde sayılı kurumlardan kanunî ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye'de bulunmayanlar, sadece Türkiye'de elde ettikleri kazançları üzerinden vergilendirilirler.'' hükmü yer almaktadır. Dar mükellefiyet mevzuuna alınan kurum kazançları aynı maddenin üçüncü fıkrasında bentler halinde sayılmış olup, maddenin dördüncü, beşinci ve altıncı fıkrasında ise, ''(4) Bu maddede belirtilen kazanç veya iratlar ile gelir unsurlarının Türkiye'de elde edilmesi ve Türkiye'de daimî temsilci bulundurulması konularında, 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. (5) Kanunî merkez: Vergiye tâbi kurumların kuruluş kanunlarında, tüzüklerinde, ana statülerinde veya sözleşmelerinde gösterilen merkezdir. (6) İş merkezi: İş bakımından işlemlerin fiilen toplandığı ve yönetildiği merkezdir.'' hükmü yer almaktadır. Buna göre, kanuni ve iş merkezlerinin her ikisi de Türkiye’de bulunmayan mükellefler yalnızca Türkiye’de elde ettikleri kazançlar üzerinden vergilendirilmektedir. Eğer Türkiye’de şube ya da temsilci var ise verginin ödenmesinden bunlar sorumlu olmaktadır. Yurt dışındaki firmanın Türkiye’de temsilci bulundurmadan mal veya hizmeti kendisinin satması halinde de bu kurumun dar mükellef olma özelliği değişmeyecek, verginin ödenmesinden mal veya hizmeti alan kurum sorumlu olacaktır. Aynı Kanunun ''Dar mükellefiyette vergi kesintisi'' başlıklı 30’uncu maddesinde, dar mükellefiyete tabi kurumların madde metninde sayılı kazanç ve iratları üzerinden, bu kazanç ve iratları avanslar da dahil olmak üzere nakden ve hesaben ödeyen veya tahakkuk ettirenler tarafından %15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılacağı hüküm altına alınmış olup,3 üncü bendinde ise; ''Tam mükellef kurumlar tarafından, Türkiye'de bir iş yeri veya daimî temsilci aracılığıyla kâr payı elde edenler hariç olmak üzere dar mükellef kurumlara veya kurumlar vergisinden muaf olan dar mükelleflere dağıtılan (Kârın sermayeye eklenmesi kâr dağıtımı sayılmaz.) ve Gelir Vergisi Kanununun 75’inci maddesinin ikinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde sayılan kâr payları üzerinden bu Kanunun 15’inci maddesinin üçüncü fıkrasıuyarınca vergi kesintisine tâbi tutulan kazançlar hariç olmak üzere (12.1.2009 tarih ve 2009/14593 sayılı Kararın 2’nci maddesiyle 03.02.2009 tarihinden geçerli olmak üzere) % 15 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılır.''hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, 31.12.1989 tarihinde yürürlüğe girerek 01.01.1990 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan ''Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması''nın ''Temettüler'' başlıklı 10’uncu maddesinde; ''1.Bir Akit Devletin mukimi olan bir şirket tarafından diğer Akit Devlet mukimine ödenen temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bununla beraber söz konusu temettüler, ödemeyi yapan şirketin mukimi olduğu Devletçe de kendi mevzuatına göre vergilendirilebilir; ancak bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşamayacaktır: a) Temettü elde eden, temettü ödeyen şirketin sermayesinin doğrudan doğruya en az yüzde 10’unu elinde tutan bir şirket ise (ortaklıklar hariç) gayrisafi temettü tutarının yüzde 15'i; b) Tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının yüzde 20'si. Bu fıkra bünyesinden temettü ayrılan şirket kazancının vergilenmesine etki etmeyecektir…….'' hükümleri yer almıştır. Aynı Anlaşmanın ''Mukim Olunan Devlette Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi '' başlıklı 23’üncü maddesinin (2) numaralı bendinde ise; ''(a) (b) bendi hükümleri saklı kalmak üzere, bu Anlaşmanın daha önceki Maddeleri gereğince Türkiye Cumhuriyetinde vergilendirilebilen veya yalnızca Türkiye Cumhuriyetinde vergilendirilebilecek olan Türkiye Cumhuriyeti kaynaklı her tür gelir unsuru ile Türkiye Cumhuriyetinde bulunan her tür servet unsuru, Alman vergisinin hesabına esas olan matrahın dışında tutulacaktır; bununla beraber, bu şekilde matrah dışı kalmayan gelir ve servet unsurlarına uygulanacak vergi oranını belirleyebilmek için, Federal Almanya
 
 
 

İSMMMO Hakkında

Geleceğe yönelik projeleriyle, üyelerinin gelişimini sağlayan; Şeffaflığı, denetimi, yeniliği savunan ve çevre sorunlarına duyarlı; Toplumumuzun aydınlatılmasına, akademik, mesleki kamuoyuyla güçlü işbirliği yaparak ekonomik kalkınmaya katkı sunan, lider kurum olmaktır.