23.03.2018 15:57 |
(Üye)
|
Soru : Merhaba sayın üstad.
Bir mükellefim çalışanı ile 24 Ocak olarak iş sözleşmesi sonlandırılmış, çıkışını yaparak, hak ettiği kıdem ve ihbarı
o tarihte ödeyip kayıt ve beyanlara alınmıştır.
Ancak daha sonra tarafların avukatları aracılığı ile 23.2.2018 de ikale sözleşmesi niteliğinde bir protokol
imzalanmış ve bu anlaşmaya istinaden işveren banka üzerinden aynı gün ek 74.500 TL ödeme yapmıştır.
Bu durumda yapılan ödeme vergi ve SGK primine tabi olması gerektiği kanaatindeyim. Doğru mudur.?
Eğer doğru ise Ocak ayında işten ayrılan işçi için Şubat ayındaki bu ödeme APHB de nasıl gösterilmesi gerekir.
Bugün son gün olması nedeni ile acilen bu bilgiye ihtiyacım var.Teşekkürler
Cevap : 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 80. maddesinde;
b) Ayni yardımlar ve ölüm, doğum ve evlenme yardımları, görev yollukları, seyyar görev tazminatı, kıdem tazminatı, iş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme, keşif ücreti, ihbar ve kasa tazminatları ile Kurumca tutarları yıllar itibarıyla belirlenecek yemek, çocuk ve aile zamları, işverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30’unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payları tutarları, prime esas kazanca tabi tutulmaz.”
denilerek kıdem tazminatının veya bu mahiyetteki toplu ödemenin prime tabi olmadığı ifade edilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümde kıdem tazminatının yanında “kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme” de prime esas kazancın tespitinde dikkate alınmayacak unsurlardan sayılmıştır. Yrg. 9. HD.’nin, 20.02.2012 tarih ve E: 2012/5869, K: 2012/4685 sayılı kararında da belirtildiği üzere ikale sözleşmesi ile ödenen tutar kıdem tazminatı mahiyetinde bir toplu ödeme olup, hesaplanırken kıdem tazminatı tavanının da göz önüne alınması gerekir. Gerek Yargıtay’ın yaklaşımı, gerekse Maliye İdaresinin son görüşü doğrultusunda, ikale sözleşmesi sonucu ödenen kıdem tazminatının, 1475 sayılı eski İş Kanunu’nun 14. maddesinde sayılan kıdem tazminatı niteliğinde olduğu görüşü ağır basmaktadır. Bu yaklaşım kabul edildiğinde, ödenen tazminatın 5510 sayılı Kanun’da yer alan istisnadan yararlanabileceği ve prime esas kazancın tespitinde dikkate alınmayacağı söylenebilir.
Sonuç
İkale sözleşmesi sonucunda işçiye ödenecek kıdem tazminatının Gelir Vergisi Kanunu’nun 25/7. maddesindeki istisna kapsamında olup olmayacağı yönünde farklı görüşler mevcuttur. İkale sözleşmeleri sonucu ödenen kıdem tazminatının, işçiye ikale adı altında ödenmesi, yapılan fesih işleminin gerçek niteliğini değiştirmeyecektir. Olayın gerçek mahiyeti ele alındığında, ikale sözleşmesi sonucu ödenen kıdem tazminatının GVK 25/7. madde kapsamında değerlendirilerek vergiden istisna edilmesi uygun olacaktır. Nitekim belirtmiş olduğumuz bir Yargıtay kararı ve maliyenin konu ile ilgili yayınlamış olduğu son özelgesi de bu yöndedir. Ayrıca bu kapsamdaki ödemelerin “kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödeme” olarak değerlendirilerek prime esas kazanca dâhil edilmemesi de Yargıtay’ın ve Maliye’nin yaklaşımına uygun olacaktır.
|